İş Sonrası, İş Başında

Online sergi “Temas”ı kurgulayan İstanbullu kolektif afterwork'le izolasyon rutininin iyi yanlarına dair.

COVID-19 kriziyle başlayan zor dönemde, Yasin Arıbuğa ve Sude Belkıs’ın kurduğu İstanbul merkezli platform afterwork’ün fiziksel sergi alanlarına bir alternatif yaratması çok kısa sürdü: Platformun interaktif online sergisi Temas, Türkiye’de sosyal mesafelenme önlemlerine çağrı yapıldıktan bir hafta sonra açılmıştı. Arada geçen kısa sürede Arıbuğa ve Belkıs bir yandan programlamayı öğrenirken, bir yandan da sanatçı arkadaşları Piknik Works, Selin Çınar, Yağmur Güçlü, Asena Doğan ve Glennis’le iletişime geçip projeye dahil olmalarını önerdiklerini söylüyor.

Kriz döneminin sonuna kadar açık kalacak Temas sergisi devam ederken, afterworks’ün kurucularıyla can sıkıntısından doğan yaratıcılığı, açık kaynak döneminde yeni beceriler öğrenmeyi ve buradan bakılınca izole görülen geleceğe dair planlarını konuştuk.

Temas sergisini bilgisayar üzerinden, bu linki takip ederek gezebilirsiniz.

Online serginiz Temas’ı gezmek çok keyifliydi, tebrikler. afterwork platformu nasıl ortaya çıktı?

Sude Belkıs: Aslında biz hep Yasin’le birlikte bir şeyler yapıyorduk, fotoğraf projeleri vesaire. Sonra animasyon videoya girmek istedik. Başka bir adla bir şeye başlar gibi olduk, sonra içimize sinmedi. Daha sonra isim ararken Yasin’in bir tişörtü vardı, üzerinde “after work” yazıyordu. Ben de “afterwork” olsun mu dedim çünkü normalde reklam ajansında tam zamanlı çalışıyoruz ve bu yaptığımız işler de mesai saatlerinin dışında, mesaiden kaçıp boş vaktimizde, hafta sonlarımızı vererek yaptığımız işler, o yüzden tam bizi anlatıyordu.

Yasin Arıbuğa: Zaten Temas’ı bile geceleri yaptık.

SB: Evet arada Instagram’a ‘Geceleri Açığız’ diye storyler çıkıyorum.

Temas’la ilgili daha detaylı konuşmadan önce biraz ilk serginiz Son Silinenler’den bahseder misiniz?

YA: Biz bir dönem sürekli boştuk ve sergiye gitmeye vaktimiz vardı. O yıllarda gittiğimiz sergilerde ben küstah küstah “benim son silinenlerim daha iyiydi” derdim.

SB: Tam öyle gerçekleşti, fıkra gibi.

YA: Sude de bana “o zaman git sen pazarda son silinenlerin sergisini yap” dedi. Sonra baktık iş ciddileşmeye başladı, yaparız aslında güzel fikirmiş derken gittik Feriköy Antika Pazarı’nda Son Silinenler’i yaptık.

SB: Biz onu yaparken umarız kimse gelmez, biz de rezil oluruz, makara çıkar diye düşündük. Ama çok gelen oldu, İzmir’den, Edirne’den gelen oldu. Fotoğrafları 20 liraya sattık, çok eğlenceliydi, pazarcı gibiydik. Sonradan da bu yıl içinde bir kere daha yapalım dedik. Biz aslında mekân deneyimi de sağlıyoruz ziyaretçiye, eserlerin yanında. İnsanları çeken şey o deneyim. Yasin’le yine o kadar saçma bir şey yapalım ki güzel olsun diye düşünürken kıraathane fikri çıktı.

YA: Son Silinenler böyle, böyle de devam edecek. Ara ara konuşurken aklımıza gelip yapacağımız bir şey.

Temas da anlattığınız mekân konseptine güzel bir devam olmuş, sonuçta farklı bir şekilde yeni bir mekân yarattınız.

SB: Evet yine ortam deneyimi yaptığımız işlerde ortak özellik. Hiç normal bir sergi alanında sergi yapmadık. Asıl pazar yeri inanılmazdı. Gece 12’de gidiyoruz, pazar yeri tutmaya çalışıyoruz, eğer bulamazsak sergi yalan olacak.

Aynı zamanda mekân da serginin bir parçası oluyor. Temas ilk sanal serginiz miydi?

YA: Aynen. Günümüzdeki olaylar olmasa, Temas’ı muhtemelen yapmayacaktık ve aklımızdaki şeyleri üretiyor olacaktık. Şimdi evlere kapanınca aslında bütün planlar değişti, bu yüzden yine bir şeyler yapmalıyız, üretmeliyiz krizlerinden böyle bir şey doğdu.

SB: Bu konuda Yasin de çok özverili. Bizim şu an herhalde on tane projemiz var yapmak istediğimiz ama vaktimizden ve gündemden dolayı yapamıyoruz. Temas planda yokken, bir anda bu olaylar olunca ortaya çıktı. O da bir haftada falan oldu. Yasin’le evlere kapandıktan bir gün sonra konuşmaya başladık, nasıl yapacağız, ne yapalım diye, öyle birden çıktı. Yasin bir hafta uyumadı.

YA: Pazar günü Piknik’le konuşuyordum, Cuma’ya kadar işlerini atarsın, Cumartesi açarız diye.

Galiba herkesin, arkadaşlarınızın da hissettiği bu dönemdeki bir açlığa, yaratma isteğine hitap ettiniz.

YA: Bir de beni iten şeylerden biri, Twitter’a girip “Karantinadayken okumanız gereken 100 kitap”, “İzlemeniz gereken 500 sıkıcı film” gibi şeyleri görmek oldu. Ben de boş durduğum için kendimi kötü hissetmeliyim ve hemen bir şeyler yapmalıyım stresine girdim beşinci günden sonra. O yüzden saldırdık hemen.

SB: Gün içinde kafamız da ağrıyor iş yüzünden ama o iş bittikten sonra bir şeyle meşgul değilsek kendimizi rahatsız hissediyoruz. O yüzden başımıza böyle işler alıyoruz.

YA: Ben film izleyemiyorum ya. Hele uzun olunca zaman kaybıymış gibi geliyor, kendimi çok kötü hissediyorum. Dün mesela bir film izliyordum, o kadar sıkıcıydı ki sadece sonunu merak ediyordum, ortalardaydım, sonunu da görmek istiyorum, kapatmak da istiyorum. Direk sonuna sardım, sonunu izledim, kapattım.

Projeyi hazırlarken nasıl bir ön bilgi verdiniz? Çalışmaların hepsi dijital mi, yoksa gerçek hayatta zaten var olan ve renderlanarak dahil edilen bir iş var mı?

SB-YA: Piknik Works, Glennis, Asena Doğan, Yağmur Güçlü ve Selin Çınar bizim severek takip ettiğimiz ayrıca iletişimimiz olan sanatçı arkadaşlarımızdı. Bu projeyi düşünürken de aklımıza hemen bu isimler geldi. Onlara projeden ve temadan bahsettik. Ortamın nasıl olacağını genel olarak anlattık, disiplini sınırlamadan serginin temasına uygun işler istedik. Onlar da kısa sürede harika işler çıkardılar. Yağmur'dan kendi işi dışında ekstra olarak girişe koyabilmemiz için bir kolonya modellemesini rica ettik. Bütün işler sıfırdan bu sergi için dijital olarak üretildi.

Daha önce render yapmış mıydınız?

SB: Yok ya, yapa yapa öğrendik. Yapılır mı? Yapılıyor. Yapalım!

YA: “Yapabiliriz belki”lerden sonra, “Aa oluyor galiba”lar geliyor.


Şu sıralar afterwork’a daha fazla odaklanma şansınız oldu mu? Evden mi çalışıyorsunuz, normal mesai saatlerinde işiniz devam ediyor mu? Yeni düzeniniz neye benzedi bu süreçte?


YA: Aslında şu an çalışma sürecimiz evden aynı şekilde devam ediyor. afterwork’e, Temas sürecinde olduğu gibi, yeniden bir şeyler yapmaya başladık. Şimdi mesela klip yapmaya başladık.

SB: Animasyon klipleri. Bir arkadaşımızın şarkısı var, çıkacak. Geceleri ona çalışacağız. Gece mesaisi işte. Bu evde durma krizini fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımız bizi dışarı çağırmıyor, daha çok evdeyiz ve bilgisayar başındayız. Hazır buradayken bunu daha güzel bir şeye dönüştürelim diye uğraşıyoruz.

Tekrar online sergi yapmayı planlıyor musunuz?


YA: Aslında başta bir seri haline getirmeyi düşündük ama sonradan vazgeçtik.

SB: Aynı şeyi yapmak istemedik. Biz bunu denedik, yaptık, yapılabiliyor, ama bizde biraz farklı stillerde bir şeyler üretmek istiyoruz.

YA: Biri de sergiyi görüp, böyle bir şeyin yapılabildiğini görür, belki artık başka online sergiler ortaya çıkar.

SB: Evet yapabilir insanlar. Sonuçta açık bir şey, gizli saklı bir şey değil. Çevremizdekilerden de, tanımadığımız insanlardan da, bu bize çok ilham verdi, bu bize şu fikri verdi gibi dönüşler aldık. Bu bizim için süper.

Bir de böyle bir zamanda insanlara verimli bir şey yapabilmeniz çok güzel bir şey.


SB: Herkes yapabilir. Yaptığımız işte sadece emek var. Bütçe, para falan çıkmadı bizden. Yasin server’a para gitti mi?

YA: Ben iki dolar harcadım, yalan yok.

SB: Onun dışında maddi yükü olmayan bir şey aslında, sadece emeğe dayalı, sıfır bütçeyle yapılmış bir iş.

YA: İki dolar.

Yasin, seni @twenycrows hesabından paylaştığın Instagram filtreleriyle tanıyanlar olabilir. Hazır buradayken, onları yapmaya nasıl başladın?

YA: Ona başlama sebebim aslında yine sıkıcı bir dönemdi. Ailemle minik bir tatile gitmiştik. Benim o zaman AR dünyasına dair hiçbir bilgim yoktu, telefon operatörünün internetiyle dokümanlardan okumaya başladım ve böyle aklıma gelen fikirleri uygulamaya başladım.

Sizin için en büyük değişiklik ne oldu içinde olduğumuz durumda? Anladığım kadarıyla biraz yaratıcılığınıza güç verdi.


YA: Ben aslında mesela dışarıda insanlarla, telefonda dışarda yani, konuşurken bu durumdan aşırı rahatsızmışım gibi davranıyorum. Ama aslında aşırı memnunum. Hiçbir içsel sıkıntım yok. Daha önce tam zamanlı işim gereği, dışarıda çok uzun zamanlar geçiriyordum. Evde uyku dışında haftada 10 saat bile geçirmiyordum. Mesai saatlerinde işimi bitirdiğimde, bu sefer vapura vesaire binmiş olmuyorum, evimde oluyorum.

SB: Evde durmak kısmında ben de çok büyük bir sıkıntı yaşamıyorum. Çalışmak durumunda olan, bu durumun sıkıntısını yaşayan insanlar var, biz evden çalışabildiğimiz için daha iyiyiz. Demek ki geleceğin ne olacağı belli olmasa bile ben o an duruyorsam bu işi yapabiliyorum. O iyi hissettirdi.

Daha fazla

OMM Studio I: Mustafa Boğa’yla Soru-Cevap cover image

OMM Studio I: Mustafa Boğa’yla Soru-Cevap

Londra’da yaşayan ve çalışan sanatçı Mustafa Boğa bizi stüdyosunda misafir ediyor.

Sanat Devam Ediyor cover image

Sanat Devam Ediyor

İzolasyon döneminde ortaya çıkan, bize ilham veren projelerden bir seçki.

“Karantinada”: Sonsuz İç Mekânlara Yeniden Bakmak cover image

“Karantinada”: Sonsuz İç Mekânlara Yeniden Bakmak

Fotoğrafçı Osman Özel, bu hafta etkileyici bir kısa filmle “içeri”ye yeniden bakıyor.

İnternet sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezlerle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

OMM - Odunpazarı Modern Müze’nin ziyarete açık olduğu gün ve saatleri buraya tıklayarak öğrenebilirsiniz.